EVLÂT EDİNME
Kişiler gerekli koşulları sağlamaları halinde bir küçüğü, ergin veya kısıtılı bir kimseyi evlat edinebilirler. Bu konuya ilişkin hususlar Türk Medeni Kanununda düzenlenmiştir. Evlât edinmeye karar verilmeden önce, esaslı sayılan her türlü durum ve koşul kapsamlı biçimde araştırılır. Evlât edinenin kişiliği, sağlığı, ekonomik durumu ve eğitim yeteneği gibi faktörler değerlendirilir.
Eşler, birlikte evlât edinebilirler. Evli olmayan kişiler birlikte evlât edinemezler. Eşlerin en az beş yıldan beri evli olmaları veya otuz yaşını doldurmuş olmaları gerekir. Eşlerden biri, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlât edinebilir.
Tek Başına Evlât Edinilebilir mi?
Evli olmayan kişi otuz yaşını doldurmuşsa tek başına evlât edinebilir. Otuz yaşını doldurmuş olan eş, diğer eşin ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksunluğu, iki yılı aşkın süreden beri nerede olduğunun bilinmemesi veya mahkeme kararıyla iki yılı aşkın süredir eşinden ayrı yaşamakta olması durumunda tek başına evlât edinebilir.
Evlat edinme başvurusundan sonra ölüm veya ayırt etme gücü kaybolursa ne olur?
Evlât edinme başvurusundan sonra evlât edinenin ölümü veya ayırt etme gücünü kaybetmesi evlât edinmeye engel olmaz.
- Küçüklerin Evlât Edinilmesi
Bir küçüğün evlât edinilmesi için:
- Evlât edinen kişinin çocuğa en az bir yıl süreyle bakmış ve eğitimini üstlenmiş olması gerekmektedir.
- Evlât edinme, küçüğün yararına olmalı ve evlât edinenin diğer çocuklarının yararlarını hakkaniyete aykırı şekilde zedelememelidir.
Evlât edinilmeden önce, evlât edinen kişi, çocuğa bir yıl boyunca bakmalı ve eğitimini sağlamalıdır. Ayrıca, bu süreçte evlât edinenin mevcut çocuklarının hakları da göz önünde bulundurulur.
Küçüğün Rızası ve Yaşı
- Evlât edinilen kişi, evlât edinen kişiden en az on sekiz yaş küçük olmalıdır.
- Ayırt etme gücüne sahip küçük, rızası olmadıkça evlât edinilemez.
- Vesayet altındaki küçük, ayırt etme gücüne sahip olup olmadığına bakılmaksızın vesayet dairelerinin izniyle evlât edinilebilir.
Ana ve Babanın Rızası
Evlât edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir. Rıza, mahkemede sözlü veya yazılı olarak açıklanıp tutanağa geçirilir.
🕒Rıza, küçüğün doğumunun üzerinden altı hafta geçmeden önce verilemez ve altı hafta içinde geri alınabilir. Geri alınmadan sonra yeniden verilen rıza kesindir.
Ana ve babadan birinin rızası aranmayan durumlar:
-
- Kimliği veya uzun süreden beri nerede olduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa.
- Küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa.
Ana ve babadan birinin rızası eksikse, evlât edinenin veya aracılık yapan kurumun istemi üzerine oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmayacağına karar verir.
- Erginlerin ve Kısıtlıların Evlât Edinilmesi
Evlât edinenin altsoyunun açık muvafakatiyle ergin veya kısıtlı aşağıdaki hallerde evlât edilebilir:
- Bedensel veya zihinsel engeli sebebiyle sürekli olarak yardıma muhtaç ve evlât edinen tarafından en az beş yıldan beri bakılıp gözetilmişse.
- Evlât edinen tarafından, küçükken en az beş yıl süreyle bakılıp gözetilmiş ve eğitilmişse.
- Diğer haklı sebepler mevcutsa ve evlât edinilen, en az beş yıldan beri evlât edinen ile aile içinde yaşamışsa.
Evli bir kişi ancak eşinin rızasıyla evlât edinebilir.
Evlat edinmeyle bazı hukuki durumlar ortaya çıkar:
- Ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlât edinene geçer.
- Evlâtlık, evlât edinenin mirasçısı olur.
- Küçük evlâtlık, evlât edinenin soyadını alır. Ergin evlâtlık, evlât edinilme sırasında dilerse evlât edinenin soyadını alabilir.
- Evlâtlıkla ilgili kesinleşmiş mahkeme kararı her iki nüfus kütüğüne işlenir.
Evlât edinme ile ilgili kayıtlar, belgeler ve bilgiler mahkeme kararı olmadıkça veya evlâtlık istemedikçe açıklanamaz.
Evlat Edinme Davası
Yukarıdaki açıklamalar ışığında evlat edinme için gerekli şartları taşıyanlar evlat edinmek için dava açabilirler.
| 🏛️ Görevli Mahkeme | Aile Mahkemesi |
| 📜 Konu | Küçüğün/ erginin/ kısıtlının evlat edinilmesi |
| 📸 Deliller | Nüfus kayıtları, tanıklar, sağlık kayıtları, mali duruma ilişkin kayıtlar… |
Evlâtlık İlişkisinin Kaldırılması
Yasal sebepler bulunmaksızın rıza alınmamışsa, rızası alınması gereken kişiler evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilirler.
Evlât edinme esasa ilişkin diğer noksanlıklarla sakatsa, Cumhuriyet savcısı veya ilgili kişiler evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilirler.
🕒Dava hakkı, evlâtlık ilişkisinin kaldırılması sebebinin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır.

ÖRNEK YARGITAY KARARLARI
2. Hukuk Dairesi 2021/5709 E. , 2022/2228 K.
“…Dava,birlikte evlat edinme istemineilişkindir.Davacılar, evlat edinme şartlarının gerçekleştiğini ileri sürerek birlikte evlat edinmeye karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, yasal şartların gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile birlikte evlat edinmeye karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı …’ın bir kısım mirasçıları tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
4721 sayılı TMK’nin “Birlikte evlât edinme” başlıklı m. 306’da eşlerin, ancak birlikte evlât edinebilecekleri, evli olmayanların birlikte evlât edinemeyecekleri ana kural olarak belirlenmiş, eşlerin birlikte evlât edinme zorunluluğunun istisnalarından birisi, maddenin ikinci fıkrasında düzenlenmiş ve eşlerden birinin, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlât edinebileceği hükme bağlanmıştır. Yani bir eşin, diğerinin çocuğunu evlat edinmesi birlikte evlat edinme ana kuralı kapsamında kabul edilmiş olup, m. 307’de düzenlenen tek başına evlat edinme ve diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması ve sayılan diğer hallerle sınırlı olarak tek başına evlat edinmenin istisnaları kapsamında değerlendirilmemiştir.
Açıkça yetki verilmemiş ise vekil, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açamaz ve takip edemez (HMK m. 74). TMK’nin 306. maddesine göre, eşler birlikte evlat edinebilirler. Bunu sağlayan dava ise evlat edinme davasıdır. Evlat edinme davası, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Dosya içerisinde müteveffa Şaban’ın vekiline verdiği vekaletnamede “evlat edinme” davasını açabilmesi için özel yetkisi bulunmamaktadır.
Evlat edinme başvurusundan sonra evlat edinenin ölümü veya ayırt etme gücünü kaybetmesi, diğer koşullar bundan etkilenmediği taktirde evlat edinmeye engel olmaz. (TMK.m.315/2) Buna göre, evlat edinme başvurusunda bulunan davacı …’ın ölümü, kural olarak davayı konusuz hale getirmez.Evlat edinenin ölümü, evlat edinmeye ilişkin diğer şartları etkiliyorsa evlat edinmeye karar verilemeyecektir.
Yasaya göre, evlat edinmeye ancak evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden sonra karar verilir. (TMK.m.316/1) Şu halde, karardan önce evlat edinenin ve edinilenin mahkemece dinlenmiş olması zorunludur. Dava 03/04/2018 tarihinde açılmış, evlat edinme başvurusunda bulunan davacı …, dava açıldıktan sonra 29/07/2018 tarihinde vefat etmiştir. Bu durumda evlat edinme başvurusunda bulunan davacı …’ın mahkemece dinlenmesi olanağı kalmamıştır. Öyleyse, dava açılması için özel vekaletname vermeyen ve mahkemece dinlenilmeyen davacı …’ın dinlenilme olanağı kalmadığından, eşlerin de ancak birlikte evlat edinmesi gerektiğinden davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, karar verildi.’’
Hukuk Genel Kurulu 2017/2518 E. , 2021/1155 K.
“ Taraflar arasındaki “evlatlık ilişkisinin kaldırılması” davasından dolayı yapılan yargılama…
Asıl davada davacı … vekili; müvekkilinin annesi …’un 02.02.2011 tarihinde vefat ettiğini, evlat edinen …’un ölmeden çok kısa bir süre önce eşi …’un torunu olan davalıyı evlat edindiğini ancak evlat edinme sırasında tasarruf ehliyeti bulunmadığı gibi davalının baskısı ile oluşan yanılma, aldatma veya zorlama sonucu gerçekleştiğini, evlatlık ilişkisi…öngörülen erginlerin evlat edinilmesindeki şekil şartlarına da uyulmadığını ileri sürülerek Bursa 2. Aile Mahkemesinin 28.01.2011 tarihli ve 2010/460 E., 2010/1568 K. sayılı kararı ile kurulan evlatlık ilişkisinin tüm sonuçlarıyla birlikte kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir….davalının N. T. T. ‘un evlatlığından çıkarılmasına karar verilmesini
6. Davalı vekili cevap dilekçesinde; evlat edinenin psikolojik ve ruhsal bir rahatsızlığının bulunmadığını, akli melekelerinin yerinde olduğu gibi korkutulması ve tehdit edilmesinin de söz konusu olmadığını, evlatlık ilişkisinin kaldırılması sebeplerinin TMK’da sınırlı olarak sayıldığını, evlatlık ilişkisinin usule uygun olarak kurulduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur..Aile Mahkemesinin… ile; taraf beyanları, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre; …’un sağlıklı iken kendi iradesi ile davalıyı evlat edindiği, Kanun’da aranan evlat edinme şartlarının oluştuğu ve evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını gerektirir bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davacılar … ile …’ın açmış oldukları davaların reddine karar verilmiştir….
…Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin…kararı ile..Mahkemece vesayet dosyası, mirasbırakan ile ilgili tüm ilaç ve hastane kayıtları, hasta tabela kağıtları ölüm nedeni ile ilgili belgeler dosya içine konulduktan sonra Adli Tıp Kurumu’ndan evlat edinme tarihinde fiil ehliyetinin olup olmadığı hakkında rapor alınıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkeme…bozma kararına uyularak… ehliyetine haiz olduğu gerekçesiyle asıl davada davacı …’in açmış olduğu evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasının reddine, birleşen davada davacı …’ın açmış olduğu evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasının reddine ilişkin karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir…
…Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince… evlat edinen N.T. ın 02.02.2011 tarihinde öldüğü, davacı …’ın 01.04.2011 tarihinde dava açarak evlat edinme koşullarının gerçekleşmediğini ileri sürerek evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını istediği, mahkemece evlat edinme tarihinde N.T.’ın ehliyetinin bulunduğu ve davanın sabit olmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, N. T.’ın davalıyı evlat edinme tarihinde alt soyu konumunda olan evlat edindiği kızı S.’ın olduğu ve onun açık muvafakatinin bulunmadığı gibi evlat edinilen 1985 doğumlu …’un evlat edinenin eşi olan 1928 doğumlu …’un çocuğu olmayıp torunu olduğu anlaşılmaktadır.
Dava, ergin kişinin evlat edinilmesi şartlarının oluşmaması nedeniyle kurulan evlatlık ilişkisinin kaldırılması istemine ilişkindir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, ergin kişinin evlat edinilmesine ilişkin koşullar evlat edinme davası sırasında gerçekleşmediğinden evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Bursa 2. Aile Mahkemesi…rızası alınması gereken kişilerin rızasının alınmaması ve esasa ilişkin diğer noksanlıkların bulunması hâlinde evlatlık ilişkisinin kaldırılabileceği, davada rızasının alınmadığı bildirilen ve N. T. ‘ın evlat edindiği kızı olan S. ‘ın rızasının ve muvafakatinin alınmasının gerekli olduğuna ilişkin yasal düzenleme bulunmadığı, kişilerin zaman içinde farklı tarihlerde farklı kişileri evlat edinmelerinin bir öncekinin muvafakatine bağlı olamayacağı, N. T. ‘ın, …’u evlat edindiği sırada sağlığının yerinde olduğu, fiil ehliyetinin bulunduğu, TMK’nın 313. maddesinde yapılan düzenleme ile öngörülen şartların oluştuğu, küçükken 5 yıl süre ile …’u bakıp büyüttüğü, gözettiği, evlat edinmeye eşinin rızasının bulunduğu, evlat edinilen …’un bekar olduğu, rızası alınması gereken eşinin bulunmadığı, evlat edinme davasında yasal şartların oluştuğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.Direnme kararı süresi içinde asıl davada davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
…Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; evlatlık ilişkisinin kaldırılması isteğine ilişkin eldeki davada, ergin kişinin evlat edinmesine ilişkin koşulların evlat edinme davası sırasında gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
…Evlat edinmede kural, küçüklerin evlat edinilmesi olmakla birlikte, istisnai olarak ergin ve kısıtlıların evlat edinilmesi de mümkündür. Ergin veya kısıtlıların evlat edinilmesinin istisna olarak belirlenmesinin sebebi, ancak özel bir takım şartlar varsa evlat edinilebilmeleridir….20. Ergin veya kısıtlıların evlat edinilmesi TMK’nın 313. maddesinde düzenlenmiştir…
Yeni düzenlemeye göre, evlat edinenin altsoyunun bulunması, erginlerin veya kısıtlıların evlat edinilmesine engel teşkil etmemekle birlikte erginlerin veya kısıtlıların evlat edinilmesi, evlat edinenin altsoyunun açık muvafakatine bağlanmıştır. Altsoyun açık muvafakati olmadan evlat edinme kararı verilemez…
…Bu hükümlere göre, evlatlık ilişkisi, rızası gereken kişilerin, rızası alınmadığı durumlarda, bu kişilerin talebi ile veya esasa ilişkin diğer eksikliklerin bulunması hâlinde Cumhuriyet Savcısı veya her ilgilinin talebi üzerine hâkim kararı ile ortadan kaldırılabilir. Evlatlık ilişkisinin kaldırılmasında, taraflardan başka Cumhuriyet Savcısı ve her ilgiliye de, ilişkinin kaldırılmasını talep yetkisi vermiştir.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olayın incelenmesine gelince; 1927 doğumlu N. T.’ın 29.01.1970 tarihinde 1928 doğumlu … ile evlendiği, davacı …’in N. T. tarafından 30.04.1979 tarihinde evlat edinildiği, yine N.T. tarafından Bursa 2. Aile Mahkemesi… kararı ile davalı 25.02.1985 doğumlu …’un TMK’nın 306. maddesi uyarınca evlat edinildiği, evlat edinen N.T.’ın 02.02.2011 tarihinde öldüğü, 01.04.2011 tarihinde açılan eldeki davada da davacı … tarafından…kararı ile evlat edinilen davalı … yönünden evlat edinme koşullarının gerçekleşmediği ileri sürülerek evlatlık ilişkisinin kaldırılmasının talep edildiği anlaşılmıştır.
Bursa 2. Aile Mahkemesi…sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … tarafından evlat edinilmek istenen …’a (25.02.1985 d.lu) husumet yöneltilerek eşinin torunu olan davalıyı evlat edinmek istediğini beyan ettiği, davalının davayı kabul ettiği ve davacının eşi …’un eşinin torununu evlat edinmesine bir diyeceğinin olmadığını beyan ettiği, mahkemece davanın TMK’nın 306/3. maddesi gereğince açıldığı ve aranan koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür.
İncelenen dosya kapsamına göre; evlat edinilen …’un (25.02.1985 d.lu) …’un eşi olan …’un çocuğu olmayıp torunu olduğundan TMK’nın 306/3. maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı, TMK’nın 306. maddesi gereğince eşlerin ancak birlikte evlat edinebileceği şartının yerine getirilmediği gibi evlat edinilen …’un dava tarihinde ergin olması nedeniyle TMK’nın 313/1. maddesi gereğince evlat edinen …’un altsoyu konumunda olan davacı …’ın açık muvafakatının alınmadığı saptanmıştır.
O hâlde, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, evlat edinme davası sırasında erginlerin evlat edinmesine ilişkin koşullar gerçekleşmediğinden evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
….Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır…’’’
KARŞI OY
…Yukarıda sözü edilen TMK 313/1. maddede ergin kişi evlat edinenin altsoyunun açık muvafakatıyla evlat edinilebilir hükmü bulunmakta ise de somut olayda bu koşul bakımından bir eksiklik yoktur. Bunun nedeni davacının evlat edinenin alt soyu değil evlatlığı olmasıdır.
Evlat edinilen evlat edinme ile evlat edinilenin mirasçısı olur ise de bu sonuç evlatlığın altsoy hâline gelmesinden değil, TMK 500/1. maddede yer alan “Evlatlık ve altsoyu, evlat edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlatlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlat edinen ve hısımları, evlatlığa mirasçı olmazlar.” düzenlemesinden kaynaklanmaktadır. Madde içeriğinde de zaten altsoy gibi mirasçı olur dediğinden, evlatlığın altsoy sayılmadığı kabulü ile bu hükmün getirildiğini ortaya koymaktadır.
Bu hükümde düzenlenen evlatlığın mirasçılığı tek yönlü olduğu kadar ayrıca diğer zümreleri etkilemeyen, onlara sirayet etmeyen sınırlı bir mirasçılıktır. Diğer bir ifadeyle evlat edinilen sadece evlat edinenin mirasçısı olup ölümünden sonra evlat edinene gelecek mirasta bir hak iddia edemeyecektir. Evlat edinilenin bu sınırlı mirasçılığı da evlat edinme ile evlat edinilenin alt soy hâline gelmediğini ortaya koymaktadır.
Evlatlığın alt soy sayılmayacağı, TMK’da yer alan pek çok düzenlemenin varlığından da anlaşılmaktadır. Hısımlığın düzenlendiği TMK 17. maddede; kan hısımlığının derecesi, hısımları birbirine bağlayan doğum sayısıyla belli olacağı, biri diğerinden gelen kişiler arasında üstsoy-altsoy hısımlığı; biri diğerinden gelmeyip de, ortak bir kökten gelen kişiler arasında yansoy hısımlığı bulunduğu düzenlenmiş olup altsoy sayılmak için kan bağıyla aynı soydan gelmenin gerektiği açıkça anlaşılmaktadır. Evlatlığın bu anlamda kan bağıyla aynı soydan gelen kişi olmadığı için altsoy sayılmayacağı bu hükmün de açık sonucudur.
Evlenme yasağının düzenlendiği TMK’nun 129. maddesinde altsoy ile üstsoy arasında evlenmenin yasak olduğu düzenlenmiş iken ayrıca evlat edinilen ile evlat edinenin evlenemeyeceğinin gösterilmesine gerek görülmesi, evlat edinme ile altsoy-üstsoy ilişkisi kurulmuş olacak ise zaten TMK 495. madde hükmüne göre mirasçılık kendiliğinden ortaya çıkacağı hâlde TMK 314/2. maddede evlatlığın evlat edinene mirasçı olacağının düzenlenmesine gerek görülmüş olması da gözetildiğinde TMK kuralları ve sistematiği ile de evlat edinme ile altsoy üstsoy ilişkisi kurulamayacağı, evlatlığın altsoy sayılmayacağı çok açık biçimde anlaşılmaktadır.
Belirtilen nedenlerle evlat edinene evlatlık ilişkisiyle bağlı olan davacı, altsoy sayılamayacağı için TMK 313/1. madde kapsamında muvafakatının alınmasına da gerek yoktur. Bu yönden de evlat edinmede bir eksiklik bulunmamaktadır.
Belirttiğim nedenlerle evlat edinmenin kaldırılmasını isteme koşulları gerçekleşmemiş olup mahkemece verilen red kararı sonucu itibarıyla doğrudur. Bu durumda eşlerin birlikte evlat edinme kuralı yönünden gerekçesi yukarıda açıklanan biçimde kısmen düzeltilerek hükmün onanması gerektiği görüşünde olduğumdan hükmün bozulması yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyorum.’’
- 2.Hukuk Dairesi 2022/2187 E. , 2022/3689 K.
“…Dava dilekçesinde, çocuk mahkemesinin bakım tedbiri kararı gereği Bakanlığın koruma ve bakımı altında olan Ç…’in evlat edinilmesinde ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesince, evlat edinmede ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenen küçüğün kuruma yerleştirilmiş olduğundan TMK’nın 312/1 hükmü gereği rızanın aranmaması kararının ancak evlat edinme işlemleri sırasında verilmesinin mümkün olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir….
Dava, küçüğün gelecekte evlat edindirme hizmetlerinden yararlandırılacağı ileri sürülerek TMK’nın 311. maddesindeki sebepler ile anne ve babanın evlat edinmede rızasının aranmamasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir, ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü getirilmiştir. Üzerinde durulması gereken husus; TMK’nın 312. maddesinde çocuğun evlat edinilmesinde eksik olan ana ve/veya babanın rızasının aranmaması için davanın ne zaman açılabileceği ve bu kapsamda madde metninde ifade edilen “kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce” ibaresinden ne anlaşılması gerektiğidir.
Bu husus; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.12.2020 tarihli ve 2017/1926 Esas, 2020/1057 Karar sayılı ilamında tartışılmıştır. Dairemizce de benimsenen görüşe göre; “…madde metninde geçen ikinci “yerleştirilme” ifadesinin küçüğün evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesi olarak anlamak gereklidir. Diğer bir deyişle, bu fıkra kapsamında düzenlenen ana ve/veya babanın rızasının aranıp aranmayacağına yönelik karar, aracı kuruma yerleştirilen küçüğün evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesinden önce verilmelidir. Nitekim burada amaç, devletin koruması altına alınmış olan küçüğün, evlat edinilmek üzere aile yanına yerleştirilmesinden önce, rızanın aranıp aranmaması sorununun çözülmüş olması, küçüğün evlat edinme amacıyla yerleşmesinden sonra olumsuz bir karar verilmesi hâlinde doğacak zararların önlenmesidir. Küçük, Tüzük hükümleri gereğince, evlat edinme amacıyla yerleştirilmiş ise, rızanın aranıp aranmaması kararı artık TMK’nın 312/2 maddesi gereğince evlat edinme işlemleri sırasında verilecektir.Zira bu kararın evlat edinme işlemleri başlamadan önce yani kurumdaki evlat edinilecek küçük evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmeden önce verilmesi, evlat edinme sürecini hızlandıracak ve bu durum da küçüğün yararına olacaktır…
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 03.05.2019 tarihinde doğan ve evlilik dışı doğum olarak annesinin hanesine tescil edilen küçüğün 14.5.2019 tarihli geçici bakım sözleşmesiyle aile yanına yerleştirildiği, iş bu davanın ise 05.09.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Küçüğün kurum yurtlarına yerleştirilmesi evlat edinme davasından önce rıza aranmaması davasının açılmasına engel değil ise de geçici bakım sözleşmesi ile evlat edinecek aile yanına yerleştirilmesi evlat edinme davasında önce ayrı bir dava olarak evlat edinmede ana/baba rızasının aranmaması davasına engeldir…
Küçük, geçici bakım sözleşmesi ile evlat edinecek aile yanına yerleştirilmiş olduğuna göre, ana ve baba rızasının aranmaması konusunun evlat edinme davası içinde değerlendirilmesi gerektiğinden, açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle, bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA,…karar verildi.’’

Yazılı bilgiler güncellenen mevzuatlar çerçevesinde değişebilir, somut olaya göre değerlendirilmesi gereken başkaca koşullar bulunabilir. Değişen koşullar ve davaların kendine özgü durumlarının bulunması sebebiyle hukuki uyuşmazlıklar için profesyonel bir destek alınmasını öneriyoruz. Davanızla ilgili hukuki sürecin yürütülmesi için avukatlık hizmetimize başvurabilirsiniz.
Yazılı bilgiler sebebiyle herhangi bir sorumluluk kabul edilmemektedir.



