CMK Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Hakkı

gökyüzü, bulut, dış mekan, kişi, şahıs içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

CMK Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Hakkı

Haksız yere tutuklandım / koruma tedbirine maruz kaldım. Tazminat alabilir miyim?

Ceza Muhakemesi Kanunu 141-144. maddeler arasında, haksız yere gözaltına alınan, tutuklanan veya diğer koruma tedbirlerine maruz kalan kişilerin devletten tazminat talep etme hakkını düzenlemiştir.

“Bir suç nedeniyle yapılan soruşturmada, soruşturmanın yapılabilmesini ve yargılama sonunda verilen kararın yerine getirilebilmesini sağlamaya dönük olarak yasalarda öngörülmüş olan ve hükümden önce birtakım temel hak ve özgürlüklere kısıtlama getiren geçici tedbirlere “koruma tedbirleri” denmektedir.

Koruma tedbirleri hem geçici hem de henüz ortada bir mahkumiyet hükmü bulunmadan uygulanan tedbirler olduğu için insan hakları ihlalleri açısından en sık karşılaşılan alan olmaktadır. Suçsuzluk karinesi ile kamu düzeninin sağlanması için belli şüphe altındaki kişilerin özgürlüklerinin kısıtlanmasının çatıştığı alan koruma tedbirleri alanıdır. Bu nedenle koruma tedbiri uygulanan kişilerin, uygulanan tedbir nedeniyle uğradıkları her türlü zararın Devletçe giderilmesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Anayasa ve yasalarla güvence altına alınmıştır.’’(12. Ceza Dairesi 2017/3616 E. , 2017/10931 K. Karşı Oy)

Tazminat İsteminin Koşulları

  • Hukuka Aykırı Gözaltı ve Tutuklamalar: Kanunların öngördüğü şartlar dışında gözaltına alınan, tutuklanan veya tutukluluğu devam eden kişiler.
  • Hakların İhlali: Kişilerin kanuni hakları kendilerine hatırlatılmadan veya bu haklardan yararlanma talepleri yerine getirilmeden tutuklanmaları.
  • Yargılama Süreçleri: Kanuna uygun olarak tutuklanmış olsa dahi makul süre içinde yargı makamları önüne çıkarılmayan veya hüküm verilmeyen kişiler.
  • Masumiyet Karinesi: Tutuklama veya gözaltına alınma sonrasında beraat eden veya haklarında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen kişiler.
  • Eşya ve Malvarlığı Değerlerine El Koyma: Hukuka aykırı olarak yapılan el koyma işlemleri veya korunması için gerekli tedbirlerin alınmaması durumları.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141/1. maddesi tazminat ödenmesini kabul ettiği tedbir işlemleri:

  1. Yakalama
  2. Tutuklama
  3. Arama
  4. Elkoyma
  5. Kanuni gözaltı süresi içinde hakim önüne çıkarılmama,
  6. Yakalama veya tutuklama işlemine karşı kanunda öngörülen başvuru imkanlarından yararlandırılmama

Düzenleme her ne kadar bu kontrol tedbirleriyle sınırlı tutulmuş olsa da bazı Yargıtay kararlarında ölçülülük ve orantılılık ilkelerine değinilerek diğer koruma tedbirlerine de tazminata hükmedilebileceğine yönelik kararlar verilmiştir. (Örn:12. Ceza Dairesi 2014/13444 E. , 2015/2705 K. Karara yazımızın devamında yer verilmiştir.)

Tazminat talebinde bulunabilmek için karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgiliye tebliğ edilmesinden itibaren üç ay ve her hâlde kararın kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulması gereklidir.

Tazminat talebi, zarara uğrayan kişinin ikamet ettiği yerin ağır ceza mahkemesine yapılır.

🏛️Görevli Mahkeme Ağır Ceza Mahkemesi
Dava Süresi 3 ay ve 1 yıllık sürelerde dava açılmalıdır.
👤Davalı Hazine
📜Konu Haksız koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talebi
📸Deliller Koruma tedbirinin uygulandığı yargı kararı, tanıklar, uzman raporları yer alabilir.

MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ

Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekir(12. Ceza Dairesi 2019/642 E. , 2019/9550 K.)

Maddi Tazminat Gerekçeleri

    • Gözaltı veya tutukluluk süresince çalışamamaktan dolayı kaybedilen gelir.
    • Arama sırasında zarar gören veya kaybolan eşyaların yeniden temin edilme maliyeti.
    • Mahkeme veya diğer adli mercilere gidip gelmek için yapılan ulaşım masrafları.
    • Gözaltı veya tutukluluk sonrası normal hayatına dönebilmek için yapılan barınma masrafları.
    • Haksız yere tutuklanma nedeniyle işten atılma veya iş bulma imkanlarının kısıtlanması sonucu oluşan gelir kaybı.
    • İşletme sahibi veya serbest meslek sahibi bir kişinin haksız yere tutuklanması nedeniyle müşteri kaybı veya iş itibarının zedelenmesi sonucu oluşan zarar.

Manevi Tazminat Gerekçeleri

    • Onur ve haysiyetin zedelenmesi: Haksız yere suçlu ilan edilmek, toplum içinde küçük düşürülmek, psikolojik baskı altında tutulmak gibi durumlar manevi tazminata hak doğurur.
    • Psikolojik sorunlar: Haksız yere tutuklanma veya gözaltına alınma nedeniyle ortaya çıkan depresyon, anksiyete, uyku bozuklukları gibi psikolojik sorunlar.
    • Aile hayatının bozulması: Tutukluluk nedeniyle ailenin dağılması, çocukların psikolojisinin bozulması gibi durumlar.
    • Sosyal çevreden kopma: Haksız yere tutuklanma nedeniyle sosyal çevreden kopma, arkadaşlık ilişkilerinin zarar görmesi.
    • Geleceğe yönelik kaygılar: Haksız yere tutuklanmanın gelecek planlarına ve kariyerine olumsuz etkileri.
    • Toplumsal damgalama: Haksız yere tutuklanmanın toplumda suçlu olarak damgalanmasına yol açması.

Tazminat Hakkı Olmayan Kişiler

Ceza Muhakemesi Kanunu tazminat isteminde bulunamayacak kişileri ve durumları şu şekilde düzenler:

  • Genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan ya da ertelenen kişiler,
  • Kusur yeteneğinin bulunmaması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilenler,
  • Akıl sağlığı yerinde olmayanlar veya suç işleme ehliyeti olmayanlar,
  • Adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına, adli kontrol altına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar.

Tazminatın Geri Alınması

Eğer kişi daha sonra mahkûm olursa, ödediği tazminat geri alınabilir. Ayrıca, iftira veya yalan tanıklık nedeniyle haksız yere gözaltına alınan veya tutuklanan kişilerden dolayı devlet, iftira eden veya yalan tanıklıkta bulunan kişiden tazminatı geri alabilir.

durağan yaşam fotoğrafçılığı, iç mekan içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

ÖRNEK YARGITAY KARARLARI

12. Ceza Dairesi 2014/13444 E. , 2015/2705 K.

‘’…Davacı vekili 25.07.2013 tarihli dilekçe ile, müvekkili hakkında soruşturma aşamasında başlayıp beraat kararının verildiği tarihe kadar 3 yıl c ay 18 gün süreyle her gün 18:00 – 22:00 saatleri arasında karakola başvurarak imza atmak suretiyle adli kontrol kararı verildiğini, adli kontrol kararının yasadaki amacını aşmış, tutuklama tedbirinden farkının kalmadığını, kişi hak ve özgürlüklerinin sınırlandırılmasının oranlılık ilkesine uygun olmadığını Anayasanın 1S. maddesine aykırı davranılması sebebiyle 10.000 lira maddi, 40.000 lira manevi olmak üzere toplam 50.000 lira tazminatın işleyecek faiziyle birlikte davalı hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir…. Tazminat talebinin dayanağını oluşturan ceza dava dosyasında davacı hakkında yaralama ve c13c sayılı Kanuna muhalefet suçlarından verilen beraat hükmü 04.07.2013 tarihinde kesinleşmiştir.

Bu bilgiler ışığında adli kontrol koruma tedbiri nedeniyle açılan tazminat davasında, davacının durumunun Ceza Muhakemesi Kanuna göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemini düzenleyen Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141/1. maddesi tazminat ödenmesini kabul ettiği tedbir işlemlerini şu şekilde göstermiştir. Bunlar:

1-Yakalama 2- Tutuklama 3-Arama

4-Elkoyma

5-Kanuni gözaltı süresi içinde hakim önüne çıkarılmama, c-Yakalama veya tutuklama işlemine karşı kanunda öngörülen başvuru imkanlarından yararlandırılmama,

Fıkradaki açık düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, adli kontrol, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme gibi koruma tedbirleri için tazminat ödenmesi kabul edilmemiştir.

Bununla beraber, somut olayda hakkında 3 yıl C ay 18 gün süre ile uygulanan adli kontrol tedbirinden dolayı davacının (sanığın) maddi ve manevi olarak zarar gördüğü ve görmesi hayatın olağan akışına göre, tartışmasız ve aşikardır…Bu kapsamda tazminat talebine konu edilen dava konusu somut olayda, davacı hakkında uygulanan adli kontrolün Anayasanın 13. maddesinde öngörülen temel hakların sınırlandırılmasında geçerli olan ölçülülük ilkesinin ihlal edildiği anlaşılmaktadır.

Ölçülülük ilkesi, genel bir ilke olup, adli kontrol tedbiri kapsamında yer alan yükümler açısından da geçerli olan bir ilkedir. Adli kontrol kararının verildiği hallerde, tutuklama kararının niteliğine ve somut olayın koşullarına göre; şüpheli veya sanık, birey hak ve özgürlüklerine en az müdahaleyi gerektiren yükümlere ve soruşturma ve kovuşturma konusu suçun niteliğine uygun düşen tedbirlere tabi kılınmalıdır. Kısaca ölçülülük ilkesi, temel hak ve özgürlüklere müdahale söz konusu olduğunda sınırlamada başvurulan aracın, amacı gerçekleştirmeye yetecek ölçüde olmasını gerektirir.

Tüm açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, davacı hakkında uygulanan adli kontrol tedbiri nedeniyle oluştuğu anlaşılan zararın CMK’nın 141/1. maddesi kapsamında açıkça lafzi olarak belirtilmediği, ancak 18.0c.2014 tarih ve c54c sayılı kanunun 70. maddesiyle CMK’nın

141. maddesine eklenen 3. fıkradaki “Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, davacı (sanık) hakkında uzun süre uygulanan adli kontrol tedbiri açısından tutuklama ile serbest bırakma arasında düşünülen ve serbest bırakmanın oluşturabileceği zararları gidermek için uygulanan adli kontrolün bir aşamadan sonra seyahat özgürlüğünün sınırlandırıldığı, bu sınırlama ile kişi özgürlüğünün kısıtlanması olan tutuklama ile arasında bir derece ve yoğunluk farkı olduğu, davacıya uygulanan tedbirin seyehat özgürlüğünü kısıtlama tedbirini aştığı ve davacıyı özgürlükten yoksun bıraktığı, oranlılık ilkesinin ihlal edildiği ve kanun ile belirlenen amacın dışına çıkıldığı, zira aşamalarda ilgili tedbire yönelik olarak adli kontrol kararının kaldırılmasına ilişkin itirazlarda bulunulmasına karşın, hakim veya mahkemece oranlılık ilkesi bağlamında adli kontrol tedbiri uygulamasına devam edilip edilemeyeceği adli kontrol tedbiri ile öngörülen yükümlülüklerden sonuç alınıp alınmadığı tedbirin değiştirilip değiştirilmeyeceği veya daha hafif bir tedbirin uygulanması yoluyla amaçlanan hedefin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği veya geçici olarak adli kontrol tedbirinden muafiyet konusunda etkin (veya etkili) bir değerlendirmenin yapılamadığı ve uygulanan tedbirin ölçüsüz hale geldiğinin anlaşılması karşısında, davacı hakkında ilk kararın verildiği 15.04.2010 tarihinden sonra uygulanmaya devam edilen adli kontrol tedbiri nedeniyle davacı yararına (hak ve nasafet ilkelerine uygun) makul oranda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi,

Kanuna aykırı olup, …, BOZULMASINA, … karar verildi.’’

12. Ceza Dairesi 2021/2061 E. , 2022/281 K.

‘’…Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/12S Esas 2014/231 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs suçundan 11.02.2011-0S.10.2013 tarihleri arasında S71 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 02.07.2014 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu,

Manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınarak, hak ve nasafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespit edilmesi karşısında, manevi tazminatın fazla olduğuna ilişkin tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.

Davacının 1.000.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 250.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine Dairemizce yapılan incelemede; hükmedilen manevi tazminat miktarının eksik olduğu gerekçesi ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 200.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya… hükmün, isteme aykırı olarak ONANMASINA,…karar verildi.’’

12. Ceza Dairesi 201G/642 E. , 201G/G550 K.

‘’…Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması,Kabul ve uygulamaya göre de;

  1. Sanığın göz altında kaldığı 28.01.2014 tarihi ve tutuklu kaldığı 14.02.2014-22.0S.2014 tarihleri için net asgari ücret üzerinden hesaplanan c.2cS,77 TL maddi tazminatın tutuklama tarihi olan 14.02.2014 tarihinden, tutuklu kaldığı 0c.02.2015- 22.0c.2015 tarihleri için 4,288,88 TL maddi tazminatın tutuklama tarihi olan 0c.02.2015 tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmesi gerekirken, hatalı rapora dayanılarak 10.721,20 TL maddi tazminatın ilk tutuklama tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmesi,
  2. Manevi tazminat miktarının davacının tutuklu kaldığı dönemler için ayrı ayrı belirlenip talep gibi tutuklama tarihlerine göre faiz belirlenmesi gerekirken davacının tutuklama tarihi olmayan

14.02.201c tarihinin belirlenmesi,

  1. Gerekçeli karar başlığında, dava türü olarak, “Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat” yerine, ”Yakalama veya Tutuklama Sonrası KYO veya Beraat Kararı Verilmesi Halinde Tazminat”,

18.01.201c olan dava tarihinin 21.01.201c olarak gösterilmesi, Kanuna aykırı olup, …isteme uygun olarak BOZULMASINA… karar verildi.

heykel içeren bir resim Açıklama otomatik olarak orta güvenilirlik düzeyiyle oluşturuldu

Yazılı bilgiler güncellenen mevzuatlar çerçevesinde değişebilir, somut olaya göre değerlendirilmesi gereken başkaca koşullar bulunabilir. Değişen koşullar ve davaların kendine özgü durumlarının bulunması sebebiyle hukuki uyuşmazlıklar için profesyonel bir destek alınmasını öneriyoruz. Davanızla ilgili hukuki sürecin yürütülmesi için avukatlık hizmetimize başvurabilirsiniz.

Yazılı bilgiler sebebiyle herhangi bir sorumluluk kabul edilmemektedir.