Kıyı Alanlarının Korunması ve Kullanımı
Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili coğrafi konumu nedeniyle kıyı şeridine sahip zengin bir ülkedir. Bu kıyı şeridi, hem doğal güzellikleri hem de ekonomik potansiyeliyle ülkemizin en değerli varlıklarından biridir. Ancak, kıyıların bilinçsiz kullanımı ve aşırı yapılaşma gibi sorunlar, bu doğal zenginliğimizi tehdit etmektedir.
Türkiye’nin incisi sayılan kıyıları, yanlış kullanımlar ve plansız yapılaşma nedeniyle giderek yok olmanın eşiğine gelmektedir. Bu durum, hem doğal dengeyi bozmakta hem de ülkemizin turizm potansiyelini tehdit etmektedir. Bu makalede, mevzuat çerçevesinde kıyı alanlarının korunması, kullanımına ilişkin yasal düzenlemeler, yaptırımlar ve yaşanan sorunlar incelenecektir.
Kıyıların Korunması ve Yapı Yasağı
Kıyı alanları herkes tarafından serbestçe kullanılabilir. Bu yüzden buralarda şu yasaklar uygulanır:
- Yapı Yapmak: Kıyıya herhangi bir yapı inşa edilemez. Örneğin, plajda bir baraka veya çit koymak yasaktır.
- Engeller Koymak: Kıyıya duvar, tel örgü, parmaklık gibi engeller koymak yasaktır. Örneğin, deniz kenarında çocukların oyun oynamasını engelleyecek bir çit kurulamaz.
- Kazı ve Kirletme: Kıyıda kum, çakıl gibi malzemeler alınamaz veya kazı yapılamaz. Ayrıca, kıyıya moloz, çöp gibi kirletici maddeler dökülemez. Örneğin, deniz kenarındaki kumları kazıp taşımak veya plajda çöpleri bırakmak yasaktır.
- Rekreatif İskeleler: Kumluk veya çakıllık kıyılarda, denize girme veya güneşlenme amacıyla genişliği üç metreyi geçmeyen küçük iskeleler yapılabilir. Ancak bu iskeleler sadece belirli şartlarda ve yetkili bakanlıkların izinleriyle yapılabilir. Örneğin, bir plajda sadece kısıtlı büyüklükte bir ahşap platform yapılabilir.
Doldurma ve Kurutma Yoluyla Arazi Kazanma
Kamu yararı için deniz, göl ve akarsularda doldurma ve kurutma yapılarak yeni arazi kazanılabilir.
- Örnek: Bir liman inşası için deniz alanında doldurma yapılarak yeni bir kıyı bölgesi oluşturulabilir. Bu süreç, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayı ile gerçekleştirilir ve bu yeni araziler özel mülkiyete konu olamaz.
Sahil Şeridinde Yapılabilecek Yapılar
Sahil şeritlerinde yapılaşma belirli kurallara tabidir:
- Uygulama İmar Planı Olmayan Yerler: Bu tür yerlerde hiç yapı ve tesis yapılamaz. Örneğin, bir plajda herhangi bir yapı veya engel koymak yasaktır.
- Uygulama İmar Planı Olan Yerler: Bu bölgelerde sadece toplum yararına olan ve günübirlik turizm amaçlı yapılar yapılabilir. Örneğin, plajda bir gün boyunca hizmet verecek küçük bir kafe veya duş alanı gibi yapılar olabilir.
Kıyı Kenar Çizgisinin Tespiti
Kıyı kenar çizgisi, valiliklerce oluşturulan bir komisyon tarafından belirlenir. Bu komisyonun üyeleri şunlardır:
- Üyeler: Jeoloji mühendisi, harita mühendisi, mimar gibi uzmanlar.
- Onay Süreci: Komisyonun belirlediği kıyı kenar çizgisi, valiliğin onayıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gönderilir ve Bakanlık tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girer.
5. Planlar ve İzinler
Kıyı ve sahil şeridindeki planlar, yasal mevzuata uygun olmalıdır. Turizm ve benzeri özel durumlarda, ilgili bakanlıklar tarafından onaylanması gerekir.
- Örnek: Eğer kıyıda büyük bir turistik tesis yapılacaksa, bu tesisin planı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmalıdır.
Kıyıda veya doldurma yoluyla kazanılan arazilerde yapılacak yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığından izin alınması gereklidir.
Tapuya Şerh Verilmesi
Sahil şeridinde yapılan yapıların tapu kütüğüne bu yapıların nitelikleri işlenmelidir.
- Örnek: Bir kıyı üzerinde inşa edilen bir kafe veya spor tesisi, tapu kayıtlarına eklenmeli ve bu kayıtlar ilgili belediyeler tarafından takip edilmelidir.
Kontrol, İmar Mevzuatına Aykırı Yapı ve Ceza Hükümleri
Kontrol
- Belediye Sınırlarında: Eğer kontrol belediye sınırları içindeyse, bu denetim belediye tarafından yapılır.
- Belediye Sınırları Dışında: Belediye sınırlarının dışında, denetim valilik tarafından yürütülür.
- Bakanlık Yetkileri: İlgili bakanlıkların da denetim ve kontrol yetkileri saklıdır.
İmar Mevzuatına Aykırı Yapı
- Ruhsatsız Yapılar: İzin almadan yapılan yapılar hakkında, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanır.
- Ruhsata Aykırı Yapılar: Ruhsat ve eklerine aykırı yapılan yapılar için de aynı İmar Kanunu’nun hükümleri geçerlidir.
Örnek: Bir deniz kenarında ruhsatsız bir kafe inşa edilirse, bu kafe hakkında 3194 sayılı İmar Kanunu’na göre işlem yapılır.
Ceza Hükümleri
Kıyı şeritlerinde yapılan bazı ihlaller için ceza ve yaptırımlar belirlenmiştir:
- Engeller: Kıyılarda duvar, çit, parmaklık gibi engeller koyanlar 2,000 TL ile 10,000 TL arasında idarî para cezası alır. Bu engellerin 5 günden fazla kaldırılmaması durumunda, masrafı %20 fazlasıyla kamu tarafından tahsil edilerek engeller kaldırılır. Tekrar eden ihlallerde ceza üst sınırdan verilir.
Örnek: Bir plajda yapılaşmayı engelleyen bir duvar inşa ederseniz, 2,000 TL ile 10,000 TL arasında bir para cezası ödemek zorunda kalırsınız. Eğer duvarı belirlenen süre içinde kaldırmazsanız, kamu gücü kullanılarak duvar kaldırılır ve masrafınız %20 fazlasıyla sizden tahsil edilir.
- Kum ve Çakıl: Kum ve çakıl alanlarına zarar verenler 3,000 TL ile 15,000 TL arasında idarî para cezası alır.
Örnek: Bir plajda kumları kazıp taşırsanız, 3,000 TL ile 15,000 TL arasında bir ceza ödemek zorunda kalırsınız.
- Atık ve Kirletici Maddeler: Kıyılara moloz, çöp gibi atık dökenler, atığın niteliğine göre Türk Ceza Kanunu, Kabahatler Kanunu veya Çevre Kanunu hükümlerine göre cezalandırılır.
Örnek: Plaja inşaat atığı dökerseniz, çevreyi kirlettiğiniz için ilgili kanunlara göre ceza alabilirsiniz.
- Doğal Yapıyı Bozma: Eğer kıyının doğal yapısını bozacak bir etki yaratılarsa, hapis cezası verilebilir. Bu, altı aydan iki yıla kadar sürebilir.
- Ruhsatsız Yapılar: Kıyı bölgelerinde ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapı yapan kişilere, ceza bir kat artırılarak uygulanır.
- Yetkili Makam: İdari yaptırımlara karar vermeye mahalli mülki amir yetkilidir.
Özelleştirme kapsamındaki kuruluşların kullandığı kıyı alanları ve yapılar için, özelleştirme süreci sonrasında yapılması gereken işlemler iki ay içinde tamamlanır. Bu yapılar özel işaretlerle kadastro paftalarına eklenir.
- 11/7/1992 tarihinden önce yapılan yapılar, mevcut haliyle korunur. Bu yapılar üzerinde bazı değişiklikler yapılabilir, ancak yeni yapı yapılamaz.
Örnek: 1992’den önce yapılmış eski bir köy evinin sahil kısmında cephe değişikliği yapılabilir, ancak yeni bir bina inşa edilemez.
Örnek: Belirlenen alanda sera tarımı yapmak için özel bir sanayi bölgesi kurulabilir.
- Geçmişte onaylanmış ve kısmen veya tamamen yapılaşmış imar planlarının sahil şeritleri ile ilgili hükümleri geçerlidir. Ancak, belirli kurallara uyulmalıdır.

Örnek Yargıtay Kararları
18. Ceza Dairesi 2015/18483 E. , 2016/19199 K.
Özet:
Dava: Sanık, kıyı kenar çizgisi içinde ruhsatsız bina inşa ederek imar kirliliğine neden olma suçundan mahkum edilmiştir.
Yargıtay Kararı: Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir ve bu alanlarda yaya yolu, gezinti, dinlenme gibi amaçlarla kullanılabilir.Uygulama imar planı olmayan sahil şeritlerinde hiçbir yapı yapılamaz. Uygulama imar planı bulunan yerlerde ise belirli yapılar yapılabilir.
Bilirkişi raporuna göre, suça konu ruhsatsız bina maliye hazinesine ait ve sahil şeridinin ilk 50 metresi içinde yer almaktadır. Bu nedenle sanığın eylemi, kıyı kanununa aykırıdır:
“… Sanığa yükletilen imar kirliliğine neden olma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu belirlenmiştir. Yürürlükteki 3621 sayılı Kıyı Kanununun 4.maddesi “kıyı”yı, “kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasındaki alan” olarak tanımlamıştır. Kıyı çizgisi “Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, taşkın durumları dışında, suyun karaya değdiği noktaların birleşmesinden oluşan çizgiyi,” kıyı kenar çizgisi ise “Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturulduğu kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınırını” ifade etmektedir. “Sahil şeridi” yine aynı maddede “kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 metre genişliğindeki alan” olarak tarif edilmiştir. Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar Kanuna göre kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir, Yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebilir (m.5). Uygulama imar planı bulunmayan alanlardaki sahil şeritlerinde, 4 üncü maddede belirtilen mesafeler içinde hiç bir yapı ve tesis yapılamaz. Uygulama imar planı bulunan yerlerde duvar, çit, parmaklık, telörgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz. Moloz, toprak, curuf, çöp gibi kirletici ve çevreyi bozucu etkisi olan atık ve artıklar dökülemez, kazı yapılamaz. Ancak bu alanlarda; uygulama imar planı kararıyla altı ve yedinci maddede belirtilen yapı ve tesislerle birlikte toplum yararına açık olmak şartıyla konaklama hariç günü birlik turizm yapı ve tesisleri yapılabilir (m.8). Kanunun 15/5. maddesinde ise “kıyıda ve uygulama imar planı bulunan sahil şeritlerinde” ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapı yapan kişilere Türk Ceza Kanunu veya İmar Kanunu hükümlerine göre verilecek ceza bir kat artırılacağı hükmü düzenlenmiştir. Dosya içerisindeki mevcut bilirkişi heyetinin raporuna göre, suça konu ruhsatsız binanın üzerinde bulunduğu alan maliye hazinesine ait olup, kıyı kenar çizgisinden itibaren sahil şeridinin ilk 50 metresi içerisinde kalmaktadır. Öyleyse sahil şeridinde ruhsatsız bina inşa ettiği belirlenen sanığın eyleminde 3621 sayılı Kıyı Kanunun15/5.maddesi uyarınca verilen cezanın bir kat artırılıp artırılmayacağı hususunun tartışılması bakımından suça konu yerde uygulama imar planının olup olmadığı araştırılması gerektiği gözetilmemiş ise de aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı, Anlaşıldığından, sanık …’nin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnamedeki isteme uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,…karar verildi.’
Hukuk Dairesi 2021/9682 E. , 2022/33 K.
Özet:
I. Dava:
Davacı vekili, Bursa İli Karacabey İlçesi Ekinli Mahallesi’nde bulunan 162 parsel sayılı taşınmazın 180,21 m²’lik kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını belirterek, tapu kaydının iptali ve tescil harici bırakılması talebinde bulunmuştur.
II. Cevap:
Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
III. Mahkeme Kararı:
İlk Derece Mahkemesi, yapılan keşif ve bilirkişi raporlarına dayanarak, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Yargıtay Kararı:
Anayasa’nın 43. maddesi ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu’na göre kıyılar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır ve kamu yararı gözetilir. Dava konusu olayda taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı ve bütünlük arz ettiği belirlenmiştir:
” Davacı vekili dava dilekçesinde;162 parsel sayılı taşınmazın 180,21 m2’lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile tescil harici bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. .. 2709 Sayılı T.C. Anayasası’nın, “Kıyılardan yararlanma” başlıklı 43. maddesinde, “Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.” düzenlemesi ve bu düzenleme gereğince çıkarılan 3621 Sayılı Kıyı Kanunu’nun “Genel Esaslar” başlıklı 5. maddesinde “Kıyılar ile ilgili olarak kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açık olduğu, yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetildiği, kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespitinin zorunlu olduğu, sahil şeritlerinde yapılacak yapıların kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabileceği, yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebileceği, kıyılarda hiçbir yapı yapılamayacağı, duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamayacağı şeklinde genel esaslar düzenlenmiştir. 6.3. Değerlendirme Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 180,21 m2’lik taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı ve toprak yapısının, 5.500,00 m²’lik 162 parselin tamamı ile bütünlük arz ettiği anlaşılmaktadır. V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, verildi.’’

Yazılı bilgiler güncellenen mevzuatlar çerçevesinde değişebilir, somut olaya göre değerlendirilmesi gereken başkaca koşullar bulunabilir. Değişen koşullar ve davaların kendine özgü durumlarının bulunması sebebiyle hukuki uyuşmazlıklar için profesyonel bir destek alınmasını öneriyoruz. Davanızla ilgili hukuki sürecin yürütülmesi için avukatlık hizmetimize başvurabilirsiniz.
Yazılı bilgiler sebebiyle herhangi bir sorumluluk kabul edilmemektedir.



